Kastamonuspor'un Logosu Ayı Olsun

 
                                                                                                                       
 Rusya'nın sembolü ayıdır, Kanada ayı, Japonya panda, Amerikan Borsası ayılar ve boğalar, dünyanın en prestijli ödülü altın ayı. Şimdi ben bakıyorum Fenerbahçe'nin sembolü kanarya, Galatasaray aslan, Beşiktaş kartal, Bursaspor timsah... Ben tek yetkili olsam gerçekten Kastamonuspor amblemini ayı yaparım bunu da gururla yaparım.'
                                                               İlyas İlbey





 






     Kastamonu, en ciddi turizm atağını bence 2015 yılı itibariyle yaptı. İlk defa birçok programın ana konusu Kastamonu oldu. Bunun sebebi maden ocağındaki göçük ya da doğal bir felaket değildi. Kastamonu'yu kendine dert edinmiş koca yürekli bir adamdı bunu başaran. Şov programlarını alt üst edip, ezber bozan, her bir cümlesinde Kastamonu'yu dillendiren koca yürekli bir adam. Daha önce bir sinema filmi yapmadım çünkü derdim yoktu, dedi. Sinema filmiyle beraber dert yüklendi. Ben, dedi. Kastamonu sevdalısıyım. Kim ne derse desin, ki bu noktada samimi olduğu kadar da başarılıydı. Bilinmeyenleri açığa çıkardı, bilmeyenlere gösterdi.
Çok içlenmiş anladığım kadarıyla, koca yürekli adam. Çok dertli. güldürmeyi seven, güldürmek isteyen programda bile döktü içini, Kastamonu dedi, hümanisttir.
      Kendisini kaba saba, karısını döven, kahveden çıkmayan, dünya derdi olmayan İtilmiş tiplemesiyle tanıdık. Türkiye tanıdı, sevdi. O tiyatrocu gömleğini üzerinden çıkarttığında nasıl birisi diye soru sormuşluğum olmuştu kendime. İşte o koca yürekli adam giriştiği bir sinema projesi dolayısıyla çıktığı her programda gömleksiz halini gösterdi izleyicilere. Şaşkındım. Toplumsal değişimi, doğanın değişimini, insanların davranışlarını kendisine bu denli dert edinmiş birisi olacağı aklımın ucundan bile geçmemişti ki bu bende biraz da hayranlık hissi uyandırdı.
      İlyas İlbey, koca yürekli adam, Mesut Yar'ın sunduğu Burada Laf Çok programındaydı. CNNTürk'te. Gecenin on ikisinde. Bir sonraki güne göz kırpan zamanında yani. Uykudan feragat edilen bir vakitte yani. Büyük bir heyecanla televizyonun başına kurulmuş programın geleceği saatin bir saat öncesinden televizyon karşısındaki yerimi almıştım. Ve vakit geldi İlyas İlbey, Yasemin Yalçın, Seray Sever programa enerjileriyle konuk oldular. Program sunucusu Mesut Yar, İlyas İlbey'e film yapmak için niye bekledin o kadar diye sordu. Şimdi İlyas İlbey'in cevabını tırnak içinde olduğu gibi veriyorum. 'Bir derdim yoktu bir derdim oldu. Birçok şeyi de anlatmak istedim. Mesela ben bir Kastamonu aşığıyım. Orada fark ettiyseniz, fragmanda, daş düşebülü diye bir yazı var. O daş düşebülü yazısını özellikle koydum oraya. O bir yol hikayesi. Yolun kenarında bir levha... Çünkü yanlış bir algı var halkta. Hikayesi şu, Kastamonu ile Çankırı arasına yol yapılırken Ilgaz Dağları'nın arasında sarp kayalıkların arasında dinamitler atılıyor. Çalışmalar yapılıyor. Öğlen yemek arası veriliyor. Yemeğe gidiyorlar, bir tane işçi bakıyor, taşlar kayalıkların üzerinden düşmek üzere. Bakıyor herkes yemeğe gitmiş, o gitmiyor. Kendine iş ediniyor. Alelacele bir tahta parçası buluyor. Yerden bir tane kömür parçası buluyor. Oraya, dikkat daş düşebülü, diye kendi el yazısıyla yazıyor. Ve bir cana bir insana zeval gelmesin, bir zarar gelmesin diye onu oraya elleriyle götürüyor dikiyor. Bakın! Yemeğinden feragat edip onu oraya koyan bir zihniyetten bahsediyoruz. Burada o yöre insanının, ne kadar naif, hümanist, insan olduğunu anlatmaya çalıştım. Aslında o levhanın sembolü odur. Oranın insanıdır. Biz şimdi onu anıyoruz, daş düşebülü, eee falan alay konusu yapıyoruz. Halbuki o insan tarafını görmemiz lazım. Ben övünüyorum o daş düşebülü yazısıyla. ' Mesut Yar bir müddet sessiz kaldıktan sonra, Kastamonu üzerine mizah üretemeyeceğiz artık diye üzüldü. Sayın Yar üzüldü ama biz İlyas İlbey'i Kastamonu sevdalısı haliyle görünce çok sevindik. Çok sevdik.
      Şimdi asıl meseleye gelmek istiyorum. İlyas İlbey o kadar güzel anlattı ki aslında tabelayı, uzatası gelmedi insanın duygu ve düşüncelerini yazma noktasında. Ama yazılacak o kadar çok şey var ki... İlyas İlbey'in her bir Kastamonu ile başlayan cümlesi çerçeve yapılıp duvara asılası cinsten. Daş düşebülü hikayesinden ayı muhabbetine geldi konu. Geldi ya, bir an korktum. Hassas bir nokta çünkü. İlyas İlbey o kadar  kısa, net ve güzel özetledi ki konuyu ayı olmanın erdem ve güç teşkil ettiğini hissettim iliklerime kadar. Burada da İlyas İlbey'e bırakıyorum sözü ve alıntılıyorum konuşmasından. 'Cenab-ı Allah'ın yarattığı en vahşi yaratık insandır. Yani bir ayıya insan mısın sen dersen ayı alınsın da, bir insana ayı mısın sen dersen insan alınmasın. Ayı o kadar utanılacak falan bir hayvan değil. Ayı karnını doyurma mücadelesindedir. Rusya'nın sembolü ayıdır, Kanada ayı, Japonya panda, Amerikan Borsası ayılar ve boğalar, dünyanın en prestijli ödülü Altın Ayı. Şimdi ben bakıyorum Fenerbahçe'nin sembolü kanarya, Galatasaray aslan, Beşiktaş kartal, Bursaspor timsah... Ben tek yetkili olsam gerçekten Kastamonuspor amblemini ayı yaparım bunu da gururla yaparım.'  Mesut Yar bunca yıllık program hayatında ilk defa karşılıksız cümlelerle karşı karşıya kalmıştır sanırım. İlyas İlbey'in söylediği her bir cümleye hayranlıkla bakakalması buna en büyük işarettir bence.
      Söylenecek o kadar söz var ki, bu saatlik program üzerine, ciltlik kitap çıkar. Atatürk bunu çok güzel özetlemiş. Bu özetten ve kilit cümleden istifade ederek; gerçek sanatçı, rol gösteren, İlyas İlbey'e teşekkürlerimi sunuyorum.
      'Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz; hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız'