Nereden nereye Kastamonu?



Geçen sene kaleme aldığım bir yazı. Birçok şey onarılsa da, onarılmayan, onarılmaya çalışılan durumlar var.




Kastamonu düşman işgaline uğramamış. Gerek yok insanlar birbirine zaten düşman.

Eğitimde mükemmeliyetçi, sosyal alanda yüksek refahlı, maddiyatla İsviçre ile kıyaslı; sevgili Kastamonulular.

Siz bu satırları okurken, eğitimde çağın gerisinde kalmış Helsinki gençleri yapacak aktiviteleri olmadığından okey masasında taş diziyor olacak.

Siz üretimde dünyaya açılmışken  New York’takiler Özgürlük Heykeli’nin etrafına sizin ambleminizi taşıyan şemsiyeleri kullanacak.

Siz üç katlı villanızın geniş penceresinden havuzunuzu seyre dalarken Londra’da insanlar yıkık dökük, virane evlerde yaşam mücadelesi verecekler.

Siz son model aracınıza binip istediğiniz yere rahatlıkla gidebilirken Talin’de  -Estonya- insanlar dakikalarca otobüs bekleyerek hastalanacak.

Siz hemen iki adım ötedeki özel hastanede muayene olurken Sdney’de insanlar hastane ihalesi yapılacağının duyumunu alır almaz en yakınındakine sarılacak.

Siz ülkenin en köklü spor kulübü olmuşken İngiltere’den bir firma size sponsor olacak.

Ey üzerine ölü toprağı serpilmiş Kastamonu halkım.
Ne Londra kadar refahsın,
Ne Sdney kadar sağlıklısın,
Ne de Talin kadar zenginsin
Peki ya ne diye onlar kadar rahatsın?

Ey tarihler boyu düşman işgaline uğramamış, düşmana ihtiyaç duymamış, birbiriyle sürekli çatışmış Kastamonu halkım.
Sosyal hayatına, tarihine, sporuna sahip çık.
Titre ve kendine gel.
Başka Kastamonu yok.