Öncelikle sanata değer veren, sinemayı önemseyen, başta ülkemiz mirasına yani dünya mirasına katkı sunan Akbank ailesine teşekkürlerimi sunuyorum. Kendi şehrimde de -Kastamonu- Akbank Kısa Film Festivali'ne katılıyor, filmleri izliyor ve söyleşilerde de kendimizi ifade etme ve sorularımızı yöneltebilme fırsatı yakalıyorum.
Ercan Kesal ile gerçekleştirilen bu söyleşiyi izlemeden önce, bir dürtü yanıma kağıt kalem almamı sağladı. İyi ki de almışım, bu sayede birçok önemli ve değerli notlar edindim. Yazmanın, çizmenin, çekmenin, okumanın bir dert beraberinde geldiğini düşünüyorum. Derdi olan insan yazar, çeker, söyler.
Ercan Kesal bu söyleşide bizler için kılavuz olabilecek, bizler derken istisnasız her insan için, ifadeler kullanıyor. Sanatla, sinemayla ilgilensin ya da ilgilenmesin; gencinden yaşlısına, yoksulundan varsılına, kadınından erkeğine herkes bu söyleşide kendinden bir şeyler kesinlikle bulacaktır.
"OKUDUKLARINIZIN CANINI OKUMALISINIZ"
Söyleşiden çıkardığım ara başlıkları, beni etkileyen noktaları yorumumla birlikte paylaşmak istedim. Kesal söyleşide çok okumak, çok gözlem yapmak, çok dinlemek, görüneni farklı yorumlamak konuları üzerinde çokça duruyor. "Senaristin yapacağı şey kendi bulunduğu yerden kendi içine doğan sezgilerin peşine düşmektir. Okuduğum için yazıyorum. Okumazsanız yazamazsınız, okumak zorundasınız, sürekli okumak zorundasınız. Not alarak not çıkararak ondan yeni şeyler üreterek okumak zorundasınız. Okuduklarınızın canını okumalısınız" diyor.
"DÜNYAYLA DERDİ OLMAYAN BU İŞLERLE UĞRAŞMAZ"
Söyleşide dipnot olarak aldığım bir nokta ise insanı yazar kılan, çeker kılan, söyler kılan şey: Dert mevzusuydu. Bakınız Kesal bu noktada; "Dünyayla, kendiyle derdi olmayan bir adam bu işlerle uğraşmaz, uğraşmamalıdır da zaten. Çünkü sinema bir eğlence aracı değildir. Sinema etik bir kurumdur, ahlaki bir şeydir" ifadelerini kullanırken "Bütün filmler içimizdeki karışıklıktan doğar. Sinemanın derdi, insanın kederi, umudu, coşkusu, yeniden hayatla kurduğu ilişki" cümlesini de ekleyiveriyor.
"İNSAN YETENEĞİNİN YÜK SAHİBİDİR"
Bir de kulaklara küpe olurcasına notu da paylaşıyor Kesal; "İnsan sahip olduğu yeteneklerden imtiyaz sahibi değildir, yük sahibidir. İnsan kendisini farklı kılacak yetenekleri yüzünden iktidara ve imtiyaza tevessül ettiyse bu çok ayıp bir şeydir."
Not: Kesal'ın paylaştığı 'İpek Böceği' 'Taksici Hikayesi, 'Sait Faik'in Projektörcü hikayesinin kritiği' muhakkak dinlenilmeli ve üzerine kafa yorulmalı durumlar. İyi ki bu söyleşi yapılmış, iyi ki orada olamayanlar için sosyal mecrada paylaşılmış dediğim bir söyleşiydi. Her dakikası doyurucuydu. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.