İnce Memed üzerine ... "Bin defa ölmeden bir defa dirilemezsin"


İnce Memed yolculuğum Sebze ve Meyveciler Kıraathanesi'nde başladı.
Yağmurlu bir günün akşamında, çok değer verdiğim Evren ağabeyimin 
müsait anında, Kıraathane'nin yakınında olmasından fırsatla güzel 
sohbetine eşlik ettim. Gündelik hayat, spor, iş-güç, yaşam kaygıları üzerine
yapılan enine-boyuna söyleşinin ardından; Evren ağabeyimin İnce Memed kitabını 
okumam gerektiği noktasındaki tavsiye sonrasında vedalaştık. 



İnce Memed yolculuğum Sebze ve Meyveciler Kıraathanesi'nde başladı.

Yağmurlu bir günün akşamında, çok değer verdiğim Evren ağabeyimin 
müsait anında, Kıraathane'nin yakınında olmasından fırsatla güzel 
sohbetine eşlik ettim. Gündelik hayat, spor, iş-güç, yaşam kaygıları üzerine
yapılan enine-boyuna söyleşinin ardından; Evren ağabeyimin İnce Memed kitabını 
okumam gerektiği noktasındaki tavsiye sonrasında vedalaştık. 
Ertesi gün soluğu Kastamonu'nun en nadide, en huzur dolu yerlerinden birisi 
olarak nitelendirdiğim sahafta,  Çetin ağabeyin yanında aldım. "İnce Memed'in ikinci elini bulamazsın" dedi. "Bulursak sadece birinci cildinin
ikinci elini buluruz, çünkü dört cildini okuyan çok kişi yoktur. Okuyan da kıymetini 
bilip ikinci ele bırakmamıştır" diye ekledi. Yanılmadı da. Birinci cildini ikinci el
gerisini ise ilk elden, ucuz yollu verdi. 
Yaşar Kemal'in 28 yılda yazdığı kitabı bir çırpıda okumak yazara haksızlık olurdu
düşüncesiyle, yavaş yavaş uzun bir süreçte okudum İnce Memed'i. Dulkadiroğulları Beyliği'nden Osmanlı'ya, Osmanlı'dan Cumhuriyet dönemine kadar, tarihe ışık tutan satırlara tanıklık ettim. Cumhuriyet Dönemi'ne geçişe, geçiş döneminin sancılarına, Anadolu'daki yansımasına; tarihi bir kitap değil edebi bir dille ortak oldum. 

*
İnce Memed sömürüye, haksızlığa, ağalık düzenine karşı duran bir Anadolu evladı. Düzene karşı eşkıya olmak zorunda kalan, halkı sömüren ağalara savaş açan bir karakter. İnsanlara zarar vermekten çekinen, buna karşın da sisteme direnen bir karakterin dönüşümü, usta bir kalem tarafından nakşediliyor her bir sayfaya. 
Jandarmaya silah çevirmeyen, önceleri kıyımsız bir yapıya sahipken zamanla zenginden alıp fakire veren bir İnce Memed'i işlemiş yazar. 
İnce Memed, zamanla öylesine seviliyor ki, Anadolu insanının kalbine öyle bir işliyor ki, 
tüm insanların ismi 'Memed' oluyor. Dağ Memed, taş Memed, su Memed, ağaç Memed oluveriyor. 

"Bu dünya öyle bir dünya ki, güneş balçıkla sıvanmaz. Hiçbir gerçek sonuna kadar gizli kalmazdı" deyişini "Bu dünyada bin kez ölmeden bir kez dirilmenin mümkünü yoktu" deyişi öyle bir güzel tamamlıyor ki İnce Memed'de, hayranlık duymamak elde değil. Ölüyorsak, daha güçlü doğacağımızdan Yaşar Kemal Bey amca diyorum... Ruhuna minnet ve rahmetle... *
Neticeyle; Yaşar Kemal, Anadolu insanın naif, saf, bozulmamış yüzünü; bazen hınzır düşüncesini, sonunda doğruyu ve güzeli tercih edişini 2 bin küsür sayfada okuyucusunun okurlarına sunmuş. Anadolu'nun bereketli toprakları üzerinde, tüm bereketiyle kovalamış kelimeler bir sonraki kelimeyi.* Doyumsuz eserden birkaç satırla sizi kitabı okumaya davet ediyorum: "Toprağa düşen her tohum, toprağı yaran her filiz yenidir. Gökyüzü her ışıyışında yeniden kuruluyor, dünya yeniden kuruluyor her tan atışında, tohum yepyeni uçuyor, su yepyeni akıyor, ışık yepyeni akıyor. İnsan yüreği yepyeni yepyeni atıyor. Çiçek sevgiye duruyor, yüksek sevgiye duruyor, şırlayıp gelen ışık sevgiye duruyor. Ölüm yok, insana ölüm yok. İnsan muhabbete, insan sevgiye doğuyor. İnsan sevgiye doğmuyorsa insan olamazdı, o zaman ölürdü işte… İnsan insana doğuyor."